“Ense, şakak ve göz çevresinde başlayan bu ağrı hareketle birlikte kötüleşebilir. Migren atakları genelde sık (ayda 4-5 atak) olmakla beraber bazen yılda 5-6 atakla seyredebilir.” Diyen Yalınbaş “
Küçük yaşta ( 8-10 yaşlarında ) başlayan migren atakları genelde aileseldir. Ailede özellikle anne ve babada migren hikayesi olan kişinin sık tekrarlayan baş ağrıları oluyorsa bu kişinin baş ağrılarının migren baş ağrısı olma ihtimali fazladır. Migrenin temel sebebi henüz bilinmemektedir. Daha çok çevresel ve genetik faktörlerin etkili olduğu bilinmektedir. Migren, herhangi bir yaş döneminde ortaya çıkabilir. Ergenlik döneminde ortaya çıkan hormonel değişiklikler migrenin ortaya çıkmasında önemli rol oynar. Ancak migren atakları genellikle 20-30 yaş aralığında başlar. Kadınlarda migren erkeklere göre daha sık görülür. Migren kadınlarda adet dönemi ile bağlantılı olarak adetin hemen öncesinde başlayabileceği gibi adetin ilerleyen günlerinde olabilir. Menapoz sırasında da migrenin karakteri ve görülme sıklığı değişebilir. Ama genellikle menopoz sonrasında geçer. Gebelik migren ataklarının sıklığını artırılabilir, çoğunlukla da azaltır. Doğum sonrası dönemde yeniden ortaya çıkabilir” dedi.
Migrenin belirtileri nelerdir ?
Migren atakları genelde şiddetli baş ağrısı, bulantı, kusma, ses ve ışığa karşı aşırı duyarlılık, zaman zaman görme bulanıklığı, baş dönmesi ile başlayabilir. Baş ağrısı atakları enseden başlayıp tüm başa yayılan tek taraflı, bazen iki taraflı da olabilir. Bazen şakak ve göz çevresinden de başlayabilir.
Migren hangi durumlarda tetiklenir ?
Migren ataklarını tetikleyen çok fazla faktör vardır. Bunlardan en önemlisi;
-Uyku düzensizliği
-Yüksek ses, parlak ışıklar yada güneş ışığına maruz kalma
-Bazı koku çeşitleri, parfümde dahil olmak üzere, sigara dumanı, ağır yemek kokuları
-Bazı gıda maddeleri: İşlenmiş gıdalar. Eskimiş peynir ve tuzlu gıdalar.
-Kadınların yaşamış olduğu hormonel değişiklikler, oral kontraseptif (doğum kontrol hapları), hormon yerine koyma tedavisi gibi hormon ilaçları da migreni tetikleyebilir.
-Stres migren ataklarında belirleyici faktörlerdendir.
-Hava değişikleri, özellikle soğuk havalarda rüzgar ,fırtına, yüksek nem oranı ve yüksek basınç migren ataklarını tetikleyebilir.
-Bazı ilaçlar: Migren tedavisinde kullanılan ağrı kesicilerin düzensiz ve sık kullanımı atakları kötüleştirebilir. Özellikle damar genişletici ilaçlar ve doğum kontrol ilaçları atakları tetikleyebilir.
Migren tedavisi: Kesin tedavisi mevcut olmayan bir hastalıktır. Hekimlerin migren hastalarında tedavisi genel olarak belirti ve atak sıklığının önlenmesine yöneliktir. Tedavi planı hastanın yaşına, atakların sıklığı, migren tipine, belirtilerin ciddiyetine ve kişinin sağlık durumuyla ilgili diğer faktörlere bağlı olarak değişkenlik gösterebilir. Migren tedavisi ilaçla ve ilaç dışı da olabilir.
İlaç tedavisi: atak tedavisi ve önleyici tedavi olarak düzenlenebiliyor.
Atak tedavisinde kullanılan ilaçlar, etkili ve hızlı bir şekilde tedaviyi amaçlayarak, ağrının şiddetini, atağın süresini kısaltmayı ve yaşam kalitesini arttırmayı hedefler. Bu ilaçlar hastanın öyküsüne ve muayane bulgularına göre uzman hekim tarafından düzenlenir. Önleyici tedavilerde ise amaç; atakların sıklığını ve şiddetini azaltmaktır. Kişinin yaşam kalitesini düzeltmektir. Önleyici tedavi ayda 2 veya daha fazla atak yada ayda 4 veya daha fazla sayıda ağrılı gün geçiren, atakları gittikçe artan , uzun süreli ağrı yüzünden yaşam kalitesi düşen hastalara uygulanır.
İlaç dışı tedavi: Nöroloji uzmanı tarafından hasta, hastalığı hakkında detaylı bir şekilde bilgilendirilmeli, özellikle tetikleyici etkenler üzerinde durulmalı , uyarıcı olunmalıdır. Rahatlama teknikleri, egzersiz, düzenli uyku, düzenli beslenme ile yaşam şeklinin düzenlenmesi gibi öneriler önemlidir. Yüksek ses, ışık, uyku düzensizliği gibi tetikleyici faktörlerin farkına varılması bunlardan uzak durulması önerilir. Tüm bu tedavi ve önerilen tedbirlere rağmen migren atakları sık ve şiddetli olarak devam ediyorsa alternatif tedavi olarak botoks ve akapuntur uygulanması denenebilir.
