Seçimden sonra birtakım Anayasa Mahkemesi kararları Resmi Gazetede yayımlanmaya başladı. Yayımlanan bu kararlardan biri, özellikle boşanma aşamasında olan birçok çifti ilgilendiriyor.

Bilindiği üzere, özellikle çekişmeli olan boşanma davaları ülkemizde neredeyse 5 yılda karara bağlanıyor. Üstelik çekişmeli davalarda, boşanma talep eden talebini ya da iddia ettiği olayları ispatlayamazsa mahkemece boşanmaya karar verilmeyebiliyor.

Böyle bir durumda reddedilen boşanma davasının kesinleşme tarihinden itibaren 3 yıl sonra taraflar, Türk Medeni Kanunu madde 166/4 hükmü gereğince “fiili ayrılık” nedeniyle boşanabiliyorlardı. İlgili hüküm şu şekildedir:

“Boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesi ve bu kararın kesinleştiği tarihten başlayarak üç yıl geçmesi hâlinde, her ne sebeple olursa olsun ortak hayat yeniden kurulamamışsa evlilik birliği temelden sarsılmış sayılır ve eşlerden birinin istemi üzerine boşanmaya karar verilir.”

Ankara 18. Aile Mahkemesi, bu hükmün Anayasaya aykırı olduğu iddiasıyla Anayasa Mahkemesine başvurmuştu.

Anayasa Mahkemesi de 19.04.2024 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanan kararıyla bu kanun hükmünün Anayasanın 13. ve 20. Maddelerine aykırı olduğunu belirterek anılan hükmün iptaline karar verdi.

Yüksek mahkeme gerekçe olarak “Buna göre boşanma kararı verilebilmesi için kuralda öngörülen süreç bir bütün olarak değerlendirildiğinde ortak hayatın yeniden kurulamadığı hâllerde makul olmayan bir süre boyunca ilgililerin boşanma kararı elde etmelerine imkân tanınmadığı anlaşılmaktadır. Başka bir ifadeyle kural, ortak hayatın yeniden kurulamadığı hâllerde evlilik birliğini uzun bir süre boyunca sona erdiremeyen ilgililere katlanamayacakları bir külfet yüklemektedir.” şeklinde belirlemede bulunmuştur.

Gerçekten de, fiili ayrılık süresi de beklendiğinde boşanma davaları katlanılması güç davalara dönüşmektedir. Özellikle dava devam ederken bile evliliğin getirdiği yükümlülükler devam ettiğinden, boşanma süreci taraflar için çok daha külfetli hale gelmektedir.

Bu nedenle hukuk dünyasında yüksek mahkemenin bu kararı olumlu karşılanmaktadır.

İptal kararı 9 ay sonra yürürlüğe gireceğinden bu tarihe kadar söz konusu hüküm geçerliliğini koruyacaktır.

Saygılarımla.

Yıldıray ÇIVGIN